Uzun süredir üzerinde epey tartışılan ve tahminler yürütülen büyük İstanbul depreminin bir "provası" sayılabilecek nitelikte, merkezi Silivri açıklarında meydana gelen 5,8 ölçeğinde ki deprem, bizlere bir kez daha akp devletinin hiç bir şekilde bu konuda doğru, düzgün bir önlem almadığını gösterdi. Oysa ki Türkiye'de ki sermaye ve ticaretin çok önemli bir yüzdesi, İstanbul ili ve çevresinde ki liman ve yakın sanayi bölgelerinde faaliyet göstermekte. Bu nedenle İstanbul da olabilecek bir büyük deprem ve yıkım, hiç abartısız Türkiye'nin şu an ki nispi ve göreceli de olsa var olan bağımsızlığını tehlikeye atabilecek nitelikte..
DEPREM ANINDA YAŞADIKLARIM...
Evdeydim ve kanepeye uzanmış telefonun internetinden gündemle ilgili bir kaç youtube videosu izliyordum. Önce tarif edemeyeceğim garip bir uğultu sesi duydum ve hemen ardından epey şiddetli sarsıntıyı tüm benliğimle hissettim. O anda 1999 depremi saniyeler içinde, istemsiz bir biçimde gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçti. Galiba bilinç altıma işlemiş olmalı ki o feci geceyi anında hatırladım. Yine saniyeler içinde annemle beraber hemen dışarı kaçtık. Ev giriş kat olduğu için evden çabuk çıkabildik. Sokağa çıktığımız anda paniğe kapılmış onlarca insan kaçışıyordu. Kısa sürede bir çok noktada trafiği felç ettiler. İnsanların bireysel hareketleri gözüme çarptı. "Toplu" ve "Birlikte Yaşama" ters orantılı bireyci bir sistemde yaşayan insanların büyük çoğunluğundan başka bir davranış beklenemezdi..
Deprem sonrası yaklaşık yarım saat, her nedense tüm telefon hatları kitlendi. Sabit ya da cep telefonları, hiç birisi çalışmadı..Kamuoyunda bu olay sonrası çeşitli spekülatif tartışmalar meydana geldi. Bu olayla ilgili iletişim sektöründe yıllarca çalışmış tecrübeli bir dostumun sosyal medya yazısını buraya alıntılıyorum..
İstanbul depremi sonrası telefonlar neden çekmedi?Bu sektörde uzun yıllar çalışan biri olarak kısaca anlatayım;GSM operatörleri baz istasyonlarını kurarken belirli bir nüfus ve hat yoğunluğuna göre acil yardım hücresi ön görür ve buna göre yapılandırırlar. Ülkemizde bu işi liyakat yerine lakayt olanlar yaptığı için Ankara'dan Ankara içinde bir numarayı dahi aradığınızda doğal olarak şebeke problemi yaşıyorsunuz.
Bu gayet normaldir. Çünkü son 5-6 yıldır bu işte Afganlar, Suriyeliler ve Pakistanlılar çalıştırılıyor. Çünkü daha ucuzlar, sigorta zorunluluğu yok, yemek derdi yok, yok yok...
Operatörler bu sistemleri kurarken kaliteyi değil bakanlık tarafından belirlenen "EN ALT" limiti kendilerine hedef koyarlar ve sahadaki personele bu hedefi geçmesinin yeterli olduğunu söylerler. Saha personeli bu hedefi tutturduğunda ACİL DURUM HÜCRESİNİN sadece çalışıp çalışmadığına bakar. Daha fazlası ile ilgilenirse zaman kaybedecektir çünkü gün içerisinde saha personelinden yaklaşık 3 kişilik iş isterler. Saha personeli de doğal olarak en çabuk şekilde işini bitirip bir sonrakine geçmek ister. Eğer verilen hedefin %70'ini yapamazsa "PERFORMANS" yetersizliği ile TAZMİNATSIZ olarak işten çıkartılır.
İşte başlıca bu sebeplerden ötürü ülkemizde haberleşme sistemi Burkina Faso ile hemen hemen aynı kalitededir.
O havalı CEO'lar saçma sapan tanıtım toplantılarında şu hıza ulaştık bu hızda rekor kırdık diye kendilerini ve izleyenleri kandırmaya devam etsinler.Gerçek maalesef bu. Daha büyük bir afet ya da olayda bırakın en ufak iletişim kurmayı bu işin en temel bant seviyesi olan EDGE bandı dahi mumla arayacaksınız.....
DEPREM TOPLANMA MERKEZLERİ İLE İLGİLİ TMMOB ( TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ ) TESPİTLERİ :
Üsküdar Acıbadem Mahallesi örneği afete hazırlıksız olduğumuz gerçeğine verilebilecek örneklerden yalnızca biridir. Mahalle acil ulaşım yollarının belirsizliği, deprem toplanma alanlarının durumu, belirlenen alanın imara açılması gibi birçok problem ile karşı karşıya. İstanbul’un farklı bölgelerinde inceleme yapıldığında sonucun bu bölgeler açısından da iç açıcı olmayacağı açıktır. Kent planlamasında afet yönetiminin mutlaka yer alması gerekmekte, imar planları deprem toplanma alanları göz önüne alınarak yapılmalıdır. Deprem toplanma alanlarını imara açarak çadır kurulacak alan bırakmamak, kelimenin tam anlamıyla, deprem sonrasında ortaya çıkacak olumsuzluklara davetiye çıkartmaktır. Bunun vebalinin ağır olacağını söylemek ve acilen önlem alınmasını istemek, TMMOB olarak kamusal sorumluluğumuzun bir gereğidir.Cevahir Efe AKÇELİKTMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri
YOUTUBE'DA DEPREM HAKKINDA ÇEŞİTLİ YOUTUBERLAR'IN ÖNEMLİ YORUMLARI
(1) TELE1 TV - İstanbul büyük bir depreme hazır mı? - 18 Dakika (27 Eylül 2019)
(2) YUH! İSTANBUL'DA 422 DEPREM TOPLANMA ALANINI BAKIN KİMLERE PEŞKEŞ ÇEKTİLER! (Sabahattin Önkibar)
(3) CHP’li Barış Yarkadaş’ın çok izlenen deprem toplanma alanı konuşması
(4) İstanbul’da doğal afet toplanma alanları AVM veya iş merkezi oldu.
Görünen o ki; akp, kendisine 17 yıl boyunca oy veren İstanbul halkını rant uğruna göz göre göre ölüme terk etmiş durumda..!!
ÖNEMLİ NOT : YAZININ ÜZERİNE TIKLAYINIZ: İstanbulda-7-uzeri-depremde-gerceklesmesi-muhtemel-bir-felaket-senaryosu
Kayıtlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder