25 Aralık 2019 Çarşamba

DEĞİŞMEK YA DA DEĞİŞMEMEK..

Beni reel hayatta tanımayanlara ya da tanıdığı halde halen anlayamanlara yönelik nacizâne bir yazı.. ( bir çoğunun ısrarla anlamayacağını ya da anladığı halde işine gelip anlamamazlıktan geleceğini bildiğim halde yazıyorum. Yani nafile aslında !! Suyun üzerine resim yapmaya çalışıyorum ama işte tarihe not düşmek için yazıyorum)

Bir soru sorulduğu zaman soru yanlış ve yanlış olmanın ötesinde saçma olursa, yanlış sorulan sorunun aslında cevabı da olmaz. Mesela ; "karpuzun içi kırmızı renk yerine, sarı renk olsa olmaz mı ?" diye soru olamaz. Zira "karpuz" dediğimiz bitki aynı diğer tüm bitki, hayvan ve insanlar gibi milyonlarca yılda kendi koşullarında evrimleşip son halini almıştır. Bu saçma soruyu elbette zekâsı henüz yeni yeni gelişen beş, on yaş arası çocuklar elbette sorabilir. Ancak böyle ve buna benzer saçma bir sorunun yetişkin biri tarafından sorulduğunda sadece iki şey aklıma gelir :

1) Zekâsının on yaş ve altında biri olduğu
2) Bulaşacak yer arayıp, eğlence arayan biri olduğu..

Başkada bir şey düşünemiyorum..

Şimdi böyle bir girizgâh yaptıktan sonra asıl meseleye gelelim..Evet..Düşmanım bile olsa kişilik haklarına sonsuz saygı duyarım. İftira atmam, ifşa etmem, bok atmam.. Şimdi çeşitli zamanlarda bir kaç kişi sözleşmiş gibi tesadüf ya da değil özelden yazmış ; "Abi sen çok değiştin, neden böyle oldu" v.s. v.s.

Kişilerin kendilerine göre iyi niyetinden şüphem yok. Beni severler ama beni sevmeyin, anlayıpta sevin...Şimdi soru baştan bencilce ve saçmaca başlıyor. Az önce verdiğim "Karpuzun içi neden sarı değilde kırmızı ?" sorusu saçmada olsa en azından masum bir soru. Diğeri ise "değişim"... Neye göre değişim ? Kime göre değişim ? Sizin bencil ve sınırlarını kendinizin çizdiği minicik dünyalarınıza uymadığım ya da gerçekleri ortaya olanca çıplaklığı ile ortaya saçıp sizi hayal kırıklığına uğrattığım için mi ? Değiştiğimi kendinize göre göreceli olarak canınız istediği için mi karar verdiniz ? Galiba öyle...

Görüyorum ki akp'den nefret ederken ona benzemeye başlayan bilinçsiz bir kitle de oluşmuş durumda. Ne yazık ki..

Kusura bakmayın ama bir insan on beş, yirmi sene önce ki düşüncelerini hiç değiştirmeden ya da değişim değilde esnetmeden, geliştirmeden yaşıyorsa o kişi "yobaz" dır. Zira zaman değişiyor, şartlar değişiyor, dünya değişiyor. İnsanların istek ve beklentileri bile değişiyor. Buna rağmen hala bu günün şartlarından dünü, dünün şartlarından bu günü, hatta geleceği sorgulamaya cüret ediyorsunuz..Bu davranışınız yavaş yavaş çürümeyi getirir.. Daha düne kadar savaş meydanlarında birbirlerini boğazlayan insanlar şimdi bunun nedenini sorguluyor ? Çünkü gelişen enformasyon ve iletişim teknolojisi ( internetin ) örneğin sokakta çöp toplayan bir adamın ya da asgari ücretle çalışan bir işçinin de elinde. Şimdi bunların en azından bir bölümü ( ve giderekte çoğalıyor ) "sizin yobaz vıdı vıdılarınızı" saçma vaazlarınızı dinlemek istemiyor ve giderek bazı şeyleri sorguluyor.. Bu kafa yapısıyla akp ve sanki onun tam karşıtı gibi görünen diğer yobazlar ( sadece dini anlamda değil ) zamanın ruhuna yenilecek ve at boku gibi kuruyup, esen bir rüzgârla savrulup gideceksiniz..

Neyi değiştirdiniz ? Neyi geliştirdiniz ? Ülke kaynakları ve ekolojisi 17 yıldır ve çok daha öncesinden ( 1950 lilerden beri ) yok edilirken, sömürülürken neredeydiniz ?

Biz gezi de Taksim de, Kabataşta, Karaköyde bütün alanlarda ağır yaralanma hatta ölüm riskiyle karşı karşıya kalıp, yaşadığımız ülkenin yağmalanmasına karşı dururken, bazıları birasını, çayını çekirdiğini alıp, evinde bizi televizyonlardan izledi...( Sadece Gezi değil, beni yakından tanıyanlar bilir. on, on beş sene öncesine öncesine kadar sürekli bu şekilde riskli legal/illegal protestolarla geçti yıllarımız. Ama bu toplum tarafından yalnız bırakıldık, satıldık !! ) Hesapta hepsi muhalifti, hesapta hepsi akp den nefret ediyordu. Ama işte hepsi iki yüzlüydü ve hepsi bu kötülüklere neden olan sebeplerin asıl kaynağına inecek cesaret ve cüretleri olmayan korkak, vicdansız ve alabildiğine bencillerdi...Çünkü bir yandan muhalifken aslında bir yandan düzenin devam etmesine cevaz veriyorlardı. Hepsi her bayram penceresine Atatürklü bayrak asıyordu. Ama iş sahaya inmeye gelince ortada üç, beş kişiden başka kimse olmuyordu. Gerekte yok. Niye gerek olsun ki ? Nasılsa enayi birileri görevini yapacak ? birileri birasını, çekirdiğini alıp, evinde saklanıp, olan bitenleri izleyecekti. Kenarda duracaktı. Başarılı olsaydık "ki imkâsızdı" hiç utanmadan bu bahsettiklerim kendilerine bir de pay çıkaracaktı.. Kimi işinden olmaktan, kimi ticaretinden, kimi statüsünün zedelenmesinden korktu, korktu ve korktu.. Peki şimdi ne oldu ? belki bir süre sonra yaptığınız işleri bile yapamayacak duruma geleceksiniz. Belki çalışacağınız bir iş yeri ya da artık yapabileceğiniz bir ticaret kalmayacak. Belki bir Suriyeli polis ya da vergi memuru "salamün aleyküm" diye yarı türkçe yarı arapça kaba, saba iğrenç şivesiyle kapınıza dayanacak ve sizinle sırıtarak konuşacak. Hiç utanmayacakmısınız ? Yani kısacası korktuğunuz ve başta tavır koymadığınız için artık her şey çok geç gibi...

Yıllarca bu iki yüzlülüğü ve korkaklığı tekrarladınız ( sadece kastettiklerim için...) ve bu iki yüzlülük ve bencilliği yaptığınız halde bir de hiç utanmadan bir şeylerin değişmesini umut ettiniz. Çürüyen ve komaya giren sistemi her defasında oylarınızla değiştirmeye çalıştınız. Bu bokun içinde hijyen ve temizlik aramak gibi bir şeydi..

Şimdi soruyorum ? Ben bu iki yüzli, bencil ve adi toplumdan nefret etmeyipte ne yapayım ? Siz evde saklanırken sizin semiz kıçınızın muhafazasını sağlamak için mi sahaya ineyim ??

O hayır bay/bayan...sahaya tekrar inerim ama bir şartla...Aynı Fransız devrimi gibi, aynı Cumhuriyet ve Ekim devrimi gibi tüm dünyayı sarsan ve tüm sistemi kökten değiştirecek bir şeylere imza atmaya hazırsanız ve koca götünüzü kaldırıp "varım" diyecek göt, büzük ve yürek varsa ben dünden hazırım. Yoksa küçük oyunlarınızda ve çıkarınıza olacak şeylerde yokum...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 

Copyright © 2009 FOR GOOD PEOPLE All rights reserved.
Converted To Blogger Template by Anshul Theme By- WooThemes